Savunma ve Dışişleri bakanlarının Meclis’e PKK brifinginden kalanlar
Okunma Sayısı: 1748 |
Yazı Tarihi: 17.01.2024
“Eğer orada olmasaydık, örgütün sınırlarımıza yönelik saldırıları, daha önce olduğu gibi devam edecekti ve kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik.” Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 12 Ocak’ta 9 askerin şehit olduğu PKK saldırısı üzerine 16 Ocak’ta TBMM Genel Kurulu’nu bilgilendirmeleri aslında Güler’in konuşmasındaki bu cümle ile özetlenebilir. Ama söyledikleri sadece bu değildi ve her iki bakanın konuşmalarındaki intikam temalı tepkisel ifadeleri ayıklayınca geride kalanlar Türkiye’nin -sadece PKK bakımından değil- yeni dış ve güvenlik politikasını anlatıyordu.
Bu bakımdan Savunma Bakanı Güler’in konuşmasını bu güvenlik stratejisinin geçmişi ve bugünü, Fidan’ın konuşmasını ise bugünü ve geleceği odaklı olarak okumak mümkün.
“Suriye, Irak ayrımını kaldırdık”
Güler konuşmasında Türkiye’nin sınır ötesi harekatlara 1990’larda başladığına vurgu yapıyor ve aradaki farkı “sınırlı hedefli ve süreli” askeri harekatların yerini 2016’dan itibaren “sürekli ve kapsamlı” harekatların almasıyla açıklıyor. Bu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da sık sık söylediği “tehdidi kaynağında yok etme” hedefinin başka türlü ifadesi gibi duruyor.
Fidan’ın konuşmasında vurguladığı üzere, PKK’nın güney sınırlarında etkinliğini artırmasına yarayan Suriye ve Irak’taki “güç boşluğu ve siyasi bölünmüşlük” 2016’dan itibaren Türkiye’nin de kendi yararına kullandığı bir imkâna dönüştürülmüş. “Suriye ve Irak ayrımını ortadan kaldırdık” diyor önceki MİT Başkanı, şimdi Dışişleri Bakanı Fidan; “Saldırı nereden gelirse gelsin her iki alanda da aynı anda hedef alıyoruz.”
Bu sözler Güler’in konuşmasındaki Iraklı yetkililerle işbirliği içinde olunduğu ama Irak “beklentileri karşılamasa da” operasyonların devam edeceği ifadesini tamamlıyor.
PKK geçit noktalarına yükleniyor
Savunma Bakanı, PKK’nın 22 Aralık 2023 ve 16 Ocak 2024 saldırılarının tahlilini TBMM’ye “teröristlerin kalbi olan Zap’a ulaşmamız, örgütün son dirençlerini ciddi şekilde Pençe-Kilit sahasında ortaya koymasına da sebep oldu” sözleriyle aktardı. Türkiye’ye geçiş yollarının kapatılmasına direniyorlardı. Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT’in ortak operasyonlarıyla “ülke içine terörist silah ve mühimmat aktarımları bitme noktasına getirilmiş, yurt içindeki eylemler asgari düzeye indirilmişti”. Güler’e göre bu yüzden de Pençe-Kilit alanındaki geçitleri tutan uç noktalara, üs bölgelerine saldırıyorlardı.
Güler aynı zamanda, bu saldırılarla eş zamanlı olarak “birçok üs bölgesine” saldırı düzenlendiğini ancak diğerlerinin engellendiğini söyledi. Bu “üs bölgeleri stratejisi sayesinde, Sinat-Haftani’nden Hakurk’a kadar uzanan yaklaşık 300 kilometrelik Türkiye-Irak sınır şeridinde, ortalama 15 ile 30 kilometre derinlikte güvenli hat” oluşturulmuştu.
Dikkatler Gazze’ye çevrilince
Fidan, “Faaliyetlerini ağırlıklı olarak sınır ötesine taşımak zorunda kalan” PKK “artık Türkiye’den daha çok Suriye ve Irak’ın millî güvenlik tehdidi haline gelmiştir” dedi. Fidan’a göre “Son kullanma tarihi” dolan PKK “uluslararası kamuoyunun dikkatinin Gazze’ye odaklandığı bir ortamda” bu eylemlerle kendisini hatırlatıyordu. Dışişleri Bakanının Meclis’i bilgilendirme öncesinde, Orta Doğu’da Yemen ve Kızıldeniz’den İran’ın Irak’a saldırısına dek gerilim tırmanışına işaret ederek “Gazze’daki savaş sarmalının girdaba dönüşme” tehlikesinden söz ettiğini hatırlatalım.
Neden 2016?
Hem Güler hem de Fidan Türkiye’nin PKK’ya karşı mücadele stratejisinde dönüm noktasının 2016 olduğunu söylüyorlar ama 2016 olmasındaki asıl etkenin her ikisinin de gayet iyi bildiği 15 Temmuz 2016 darbe girişimi olduğunu söylemiyorlar. Strateji değişikliğinin başlangıcı 24 Ağustos 2016’da Suriye’de Cerablus merkezli başlatılan Fırat Kalkanı harekatıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölünmüş görüntü sergilediği darbe girişiminden sadece beş hafta sonradır. Türkiye’nin 15 Temmuz’un arkasında gördüğü ABD’ye rağmen kendi güvenliğini sağlama kararını alması anlamına gelir. Öncesinde 2014 sonbaharında ABD Başkanı Barack Obama’nın Suriye’de IŞİD’e karşı PKK’nın Suriye koluyla işbirliği kararı, 6-8 Ekim olayları ve 2015’te AK Parti hükümetiyle MİT (yani Fidan) ve HDP üzerinden yürütülen diyalogun kopması ardından yaşanan şiddet ortamı bulunmaktadır. Ankara ve İstanbul’da IŞİD ve PKK saldırılarında çok kan dökülmüştür ve bunun izleri Güler’in konuşmasında var.
Dönüm noktası olarak 2016’nın gösterilmesine rağmen 15 Temmuz bahsinin açılmaması bir yandan PKK’nın arkasında ABD olduğunu “sobelerken” diğer yandan ABD ile kritik bir dönemeçte diplomatik bakımdan konuyu tırmandırmama çabası gibi duruyor.
Gazze, PKK, NATO
Kaldı ki Fidan konuşmasında Rusya’nın da Fırat’ın Batısında örgüte “örgüte teknoloji ve askeri teçhizat desteği” verdiğini belirtiyor. Fidan’ın son dönemde İsveç’in de olumlu tutumundan söz etmesi dikkat çekici.
Hem savunma hem dışişleri bakanlarının ifadeleri, “tehdidi kaynağında bertaraf etme” stratejisinin yeni boyutlar eklenerek devam edeceğini gösteriyor. Bunda sadece PKK’nın son saldırıları değil, kuzeyde Rusya’nın Ukrayna’ya savaşı gibi Gazze Krizinin de -yayılma tehlikesiyle birlikte- kısa sürede sona ermeyeceği saptamasının rol oynadığı anlaşılıyor.
Bu durumda Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya üyelik kararını yakın zamanda Meclis’te onaylatarak ABD Başkanı Joe Biden’ın F-16 sözünü yerine getirme riskini alma ihtimali yükseliyor. Erdoğan ve kabinesi böyle bir kararın 31 Mart yerel seçimleri seçim öncesi; iç siyasette yükü biraz arttırsa da diplomasi cephesinde yükünü azaltacağını hesaplıyor olabilir.
MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- Tasarruf planına dair üç soru: Beştepe, belediyeler ve AK Parti ekonomisi
- Özel, Deniz Gezmişlerin anmasında: 6 Mayıs CHP için dönüm noktasıydı
- Namık Tan, Mehmet Uçum’a karşı: Gezi, Erdoğan’ın samimiyet sınavı
- Söyleten sensin: Sinan Ateş cinayeti örtbas edilebilir mi?
- 1 Mayıs ve Erdoğan’ın Taksim öfkesi
- Anayasa tartışması sorunları perdelemek için sis bombası işlevinde
- 23 Nisan: TBMM’nin 104’üncü yılında oy ve Meclisin gücünü hatırlamak
- CHP’nin ittifak 1.0 sürümü tutmadı, 2.0 sürümü tuttu
- CHP’nin dönüşü muhteşem oldu; Erdoğan bu kez “dış güçler” diyemedi
- CHP değişince Türkiye de değişti: yeni bir dönem açılıyor
- Dip dalga Erdoğan’ı vurdu: işte üç temel neden
- Başkenti yönetmeye aday Altınok: mirasyedi mi, emlak baronu mu?
- Enflasyon dosyaları. Çağlar: Çiller memurlar 6 ay maaş almasın diyordu
- AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere
- Özel’den Erdoğan’a: kazanacak adayları bulamıyorlar
- Recep Tayyip Bey’e de bir Sadık Abi mi lazım sizce Hafize Gaye Hanım?
- İttifak mı? Bir daha asla!
- Yükselen yeni faşizmin hedefi alttakileri dibe itmek
- İslam ülkeleri esti, gürledi ama İsrail’in aldırdığı yok. İşte nedeni
- CHP’de Özel dönemi siyasette hangi dengeleri değiştirmeye aday?
- CHP’nin Özel seçimi tüm muhalif seçmene “değişim” soluğu getirebilir
- Parmağını kaldıran bir kız çocuğudur Cumhuriyet: 100. Yaşı kutlu olsun
- Filistin mitingi yapılmalı da başka gün mü kalmamıştı?
- CHP Anayasa tartışmaya İçtüzük önerisiyle başladı: Meclis güçlenmeli
- Gezi Davası: dökülen Türk yargısı ve Erdoğan’ın dinmeyen öfkesi
- Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk izleri tam soruşturmalık
- Kılıçdaroğlu: hepimiz hayal kırıklığına uğradık ama vazgeçmeyeceğiz
- Barış Pehlivan örneği: yargı bağımsızlığı yoksa basın özgürlüğü de yok
- Kılıçdaroğlu: Merkez Bankası nihayet asli görevini hatırlamış görünüyor
- Üretilen hurafelere Özal bile inanmıştı ama Lozan 100 yıldır ayakta
- Vergi zamları ve ilk sonuçları: kendi düşen ağlamaz mı?
- Ekonomik krizden büyük sorunumuz varmış gibi
- 30’uncu yılında Sivas Katliamı: kanlı bir petrol savaşı hikayesi
- Montaj, kara propaganda ve “diktatör olmak isteyene öğütler”
- İki gün kaldı. “Nereye gidiyoruz?” sorusu için son fırsat
- İkinci tur için Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “terör” cevabı
- Kılıçdaroğlu’nun ekonomi kadrosu belli, Erdoğan hâlâ Şimşek peşinde
- Kılıçdaroğlu’na destek büyürken siyasetin rengi hızla değişiyor
- Kılıçdaroğlu: IMF ile görüşmüyoruz, ülkeyi dilenciye çeviren Erdoğan
- Erdoğan’ı iktidara kadınlar getirmişti, o rüzgâr da dönüyor
- Muhalif seçmene ümit verecek bir dizi gelişme
- Ortak liste zorunluluğu: gözler Kılıçdaroğlu ve Akşener’de
- Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyaseti; ideoloji ve politika
- AK Parti kadına şiddet yasası pazarlığında: birkaç oy için ya Rab
- Kılıçdaroğlu, Akşener ve iktidarın kısa süren sevinci
- Kılıçdaroğlu: Altılı Masa adayı ilk turda Cumhurbaşkanı
- Siyasetin fay hatlarında yoğun enerji birikimi
- Baskının yeni bahanesi: Özgürce kanaat oluşumunu engellemek
- Tek Yürek bağış kampanyasının dörtte üçü devlet kesesinden
- Kılıçdaroğlu sert: Kızılay’ı, asker yardımını bitirdiler, canlara maloldu
- Kılıçdaroğlu’nun deprem isyanı, Erdoğan’ın defter tehdidi
- Gerçekten depremle mi geldi, gerçekten depremle mi gidecek?
- Deprem çalışmaları yetersiz: hükümete tepki büyüyor
- Millet İttifakı Programı: En çok alkışı Çankaya’ya dönüş aldı
- Topluma bir dokun bin ah işit: Seçime kadar kim ne alırsa
- Kılıçdaroğlu: çakallar önünde diz çökmektense ayakta ölürüm
- Muhalefet İmamoğlu’na cezayla kenetlendi: oyun bozulabilir
- Kılıçdaroğlu’nun İkinci Yüzyıl’ı: asıl çağrı CHP’ye
- Muhalefetin Anayasa önerisi: bir şeyler oluyor sanki
- Kılıçdaroğlu’nun Sırpça mesajı, buzdağının görünen ucu
- Madencilerin ölümü kadermiş ama seçimi alırsa düzeltecekmiş
- Medyayı yasayla susturma çabasının beyhude heyecanı
- CHP lideri ABD yolunda: Ben barış istiyorum, Erdoğan kavga
- 100’üncü Yılında Zafer ve Cumhuriyete layık olmak
- Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a verdiği en ağır hasar
- Kılıçdaroğlu’nun YSK sözleri: Veri güvenliği mi, seçim güvenliği mi?
- Kılıçdaroğlu’dan Akkuyu tepkisi: Rusya’ya bağımlı haldeyiz
- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yetişme telaşı halka yarıyor
- Birileri camilerde bir şeyler mi çeviriyor yine?
- Erdoğan’ın içine düşen korku: kızgınlık ve kırgınlık seçimi
- Kılıçdaroğlu CHP’yi toparlamaya İstanbul’dan başladı
- Kaftancıoğlu’na ceza ya da yargı yoluyla siyaset batağı
- Kavala’ya ömür boyu hapis: adaletsizliğin dibi
- “Erdoğan sığınmacıları vatandaş yapıp oy mu kullandıracak?”
- CHP Doğu ve Güneydoğudan vekil çıkarabilecek mi?
- İki Türkiye: Antalya’da diplomasi Diyarbakır’da siyaset
- 9 başlıkta altı liderin Erdoğan rejimine karşı toplantısı
- Kılıçdaroğlu Boykotta. Erdoğan Zamları Geri Alır mı?
- Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı doğrudan ihale yolsuzluğuyla suçladı
- Havaalanı ve Ankara-İstanbul yolunu İmamoğlu kapatmadı
- Kılıçdaroğlu: bizi iktidara gençler taşıyacak
- Muhalif gazeteci diye bir şey olmaz da tetikçi, eyyamcı bol
- Cumhuriyet, adalet, demokrasi: bitmeyen mücadele
- Siyaset ve bürokraside değişim rüzgarları
- Kılıçdaroğlu ve Akşener, Erdoğan’ın oyun planını sarsıyor
- Almanya’da, Fransa’da yolsuzluk operasyonları bizde sessizlik
- Cumhuriyeti reklam arası görenler için 30 Ağustos
- CIA’nın hesap hatası Taliban oldu; ya 28 Şubat’ınki?
- Bu fotoğrafa iyi bakın: kötülüğün sıfır noktası
- Sel ve yangınların içinden Neredeydi bu devlet?
- Promter bağımlılığı milli güvenlik sorununa dönüşebilir
- Hükümet yabancı fon gerekçesiyle medyaya baskıyı artıracak
- Çatlaklar medya operasyonuyla kapatılabilir mi?
- Erdoğan “Eylem Planıyla” mı kadına şiddeti önleyecek?
- Erdoğan bir hatanın daha eşiğinde neden helallik istiyor?
- Türkiye ayrıcalık ve çifte standartlar ülkesine dönüştü
- CHP’nin 128 milyar sırrı: başlarına taş düşmedi ama
- CHP’nin 13 maddesi
- 23 Nisan’a giden yolda Mustafa Kemal ve Payitaht
- Erdoğan belediyelere asıl neden taktı, biliyor musunuz?