Zeytinlikleri yok etmek kamu yararıymış

Haber Tarihi: 18.06.2025

TBMM’ye sunulan enerji alanındaki torba kanunun 11. maddesi, zeytinlik alanların kömür santrallarına fedasını anlatıyor. Kömüre dayalı termik santralların yaptığı üretimin, arz güvenliğini sağladığı, doğalgaza bağımlılığı azalttığı, cari açığı düşürdüğü ve ekonomik bağımsızlığı güçlendirdiği ifade ediliyor. Kesilecek ve yok edilecek zeytinliklerin, zeytin ve zeytinyağı rekoltesini ne kadar düşüreceği, ihracatı ne kadar eksilteceği, iç pazarı nasıl etkileyeceğine dair veriler bulunmuyor.

AKP’nin, önüne hedef diye koyduğu düzenlemelerden geri adım attığı görülmüş değildir. Olsa olsa, kendi takvimlerine göre biraz gecikir, hedef kanunun/planın kılık kıyafeti biraz değiştirilir hepsi o kadar. İktidarın 23 yıllık tarihi, yükselen tepkiler sonucu geri adım atarmış gibi yapıp bir müddet sonra -tercihen gündem tamamen değişince- yeniden pişirerek önümüze sürdüğü, TBMM çoğunluğuna dayanarak Meclis’ten geçirilen örneklerle doludur.

Rıza üretmek istediği zaman hepimizden, yetkili şahıslar düzeyinde çatık kaşlar ve yüksek tonda saygı talep ettiği yargı kararlarını zerre takmadan üstelik.

Hele ki söz konusu yakın sermaye şirketleri ise AKP’nin, o şirketlerle ortak çıkarlarını, millet/kamu yararı gibi göstermekte hayli mahir olduğun konusunda da herhalde hepimizin yeterli şahadeti mevcut.

Upuzun ve anlaşılmaz madde

Kömür santralları için zeytinlikleri katledecek kanun düzenlemesi, bu kadim (!) bilginin son örneği olarak karşımıza çıktı.

TBMM’ye sunulan yeni kanun teklifi, enerji alanında bir torba kanun. Bu torba yasanın hayli uzun ve kötü kaleme alınmış (belki de anlaşılmasın diye bilerek) 11. maddesi, zeytinlik alanların kömür santrallarına fedasını anlatıyor.

Daha önce aynı yasa değişikliği gerektirmesine karşın, bir şans denenip yönetmelikle düzenlenmeye kalkışılan zeytinlikleri imha projesi, uzun bir Danıştay sürecinin ardından yeniden kanun maddesi girişimi olarak Meclis’e sunuldu. Zeytinciliğin özel kanunu olan ve 1939 yılında çıkarılan "Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun" yine dikkate alınmadan...

Yönetmelik değişikliğinin yargıdan dönmesinin ardından yapılan ilk yasal düzenleme 2023 yılında TBMM’de görüşülmüş ancak yine tepkiler üzerine geri çekilmişti. Bu geri adımda, kadınların üreticilerin direnişinin payı büyük olmuştu.

* * *

Yeni düzenleme ile termik santralların kullanacağı kömür sahalarına rastlayan zeytin ağaçlarının yine taşınmasından bahsediliyor. Tercihan önce bulunduğu ilçe ve il sınırlarında, olmazsa başka şehirlere taşınacakmış zeytinlikler. Daha önce de yazdım, “kesilecek” kelimesi kullanılmıyor. Bu sözcüğün yol açacağı tepkiden olsa gerek taşınmaktan bahsediliyor ama zeytinlikleri için direnen herkes bunun kesilmek anlamına geldiğini biliyor.

Neyse, taşınacak ağaçların yerine, Bakanlık yeni alan belirleyecek ve taşınanlara eşdeğer büyüklükte zeytin sahası tesis edilecekmiş. O sahalarda termik santral için kömür çıkaran şirketlerden de (ruhsat sahibi deniyor) ruhsat bedeli kadar bedel tahsil edilecek.

Bu yasal düzenleme ile Danıştay’ın kararları hiçe sayılıyor. Üstelik kamu yararı tanımı ve anlamı da tekrar değiştirilerek. Şirketlerin talebi üzerine Bakanlık tarafından hazırlanıp sonradan AKP’li vekillerin imza attığı madde metnine göre, kamu yararı zeytinliklerin kesilmesindeymiş.

Nedenini de yasanın madde gerekçesinde özetle şöyle anlatıyorlar:

Kömüre dayalı enerji cari açığı düşürüyor

- Ülkemizin enerji talebi her geçen yıl artıyor. Artan bu talebin, güvenli sürdürülebilir ve ekonomik bir şekilde karşılanabilmesi için yerli kaynaklara dayalı bir üretim portföyünün oluşturulması, büyük önem arz ediyor.

- Yerli kömür kaynaklarına dayalı elektrik üretimi, hem arz güvenliğinin sağlanması hem de dışa bağımlılığın azaltılması açısından stratejik bir unsurdur.

- 2024 yılında Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin yüzde 14’ü yerli kömür santrallarından karşılanmıştır. Aynı miktarda elektriğin ithal doğalgazla üretilmesi, yaklaşık 9 milyar metreküp doğalgaz tüketimini ve güncel fiyatlarla 3,5 milyar dolar düzeyinde bir maliyeti beraberinde getirecektir. Dolayısıyla yerli kömür kullanımını enerji ithalat maliyetini düşürerek cari açığın azaltılmasına katkı sunmakta ve ekonomik istikrarı desteklemektedir.

- Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar artmakla birlikte, bu kaynakların kesintili üretim yapısı, sürekli ve kontrol edilebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyacı ortadan kaldırmamaktadır. Yerli kömür santralları, baz yük santralı olarak şebeke istikrarını sağlamakta, yenilenebilir üretimin değişkenliğini dengelemekte ve özellikle kış aylarında sistemin yükünü taşımaktadır.

- Bu çerçevede yerli kömür kaynaklarının değerlendirilmesi, yalnızca teknik bir tercih değil, enerji arz güvenliğinin sağlanması, ekonomik bağımsızlığın güçlendirilmesi ve bölgesel kalkınmanın desteklenmesi bakımından da stratejik bir zorunluluktur.

* * *

Özetle, kömüre dayalı termik santralların yaptığı üretim, arz güvenliğini sağlıyor, doğalgaza bağımlılığı azaltıyor ve cari açığı düşürüyor. Üstelik ekonomik bağımsızlığımızı da güçlendiriyor.

Bu analizin içinde kesilecek ve yok edilecek zeytinliklerin, zeytin ve zeytinyağı rekoltesini ne kadar düşüreceği, ihracatı ne kadar eksilteceği, iç pazarı nasıl etkileyeceğine dair veriler bulunmuyor. Varsa yoksa enerji güvenliği ve cari açık.

Şu notu düşelim:

Kömür santrallarını savunurken gerekçe diye yazılan, “aynı miktar elektriğin kömür yerine doğalgazla üretilmesinin maliyeti” olan 3,5 milyar dolar, bu zeytinlerin lehine kesileceği bazı şirketlerin de içinde olduğu KÖİ projelerine aynı iktidarın ödediği garanti tutarlarıyla karşılaştırıldığında hiç de etkileneceğimiz kadar devasa bir para değil.

Doğayla barışık olacakmış (!)

Aynı madde gerekçesinde, uzman kişilerin “sürece katkı sağlayacağından” da bahsediliyor ve “zeytinlik alanlarda kayıp yaşanmadan doğayla barışık bir biçimde sürdürülmesi doğrultusu” deniliyor.

Bu kanun teklifi eğer TBMM'den geçerse, çok yakında seyrederiz o doğayla barışık halleri…








ÇİĞDEM TOKER İsimli Yazarın Diğer Yazıları